Kinder

Aşırı İlgi Çocuğu Çekingen Yapıyor
Anne babaları tarafından aşırı korunan ve kollanan çocuklar, kendini ifade etmekte zorlanıyor ve arkadaş edinmede problemler yaşıyor. Uzmanlara göre, aileler çocuktaki olumsuz değişiklikleri dikkate alarak, kaynağını araştırmalı. Çocuğa güvenildiği gösterilmeli, duygusal acılarına karşı duyarlı olunmalı ve hissettikleri paylaşılmalı. Sınıf içi arkadaşlık ilişkileri gözden geçirilerek, özgüvenini geliştirici spor, sanat gibi etkinliklere yönlendirilmeli.

Hacettepe Üniversitesi Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilüfer Darıca, çocuğun korkak, ürkek, çekingen olması, kolayca arkadaş edinememesi ya da güçlü olarak tanımlanan bazı çocuklar tarafından ezilmesinin, büyüme ve kişilik gelişiminde çok önemli rolleri olan anne-babasının tutumlarından kaynaklanabileceğini söyledi. Anne babalarda çocuk yetiştirme konusunda genelde sık gözlenen tutumlardan birinin aşırı koruma ve kollama olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Darıca, tüm hakimiyet ve sorumluluğun ebeveynde olduğu aile ortamında yetişen çocukların, ev dışına çıktıklarında kendi kanatları ile uçamaz hale geleceğini, ailelerinden ayrıldıklarında bocalayacaklarını ifade etti.

ÇOCUĞA SORUMLULUK VERİN

Prof. Dr. Darıca, anne babanın, çocuğun kişiliğinin oluşumunda önemli rol oynayan ilk özdeşim modeli olduğunun altını çizerek çocukların sevgi, saygı ve anlayış içinde büyütülmelerinin, toplumda katılımcı ve üretken bireyler olmaları açısından çok önemli olduğunu hatırlattı. Yaşam boyu karşılaşılabilecek problemleri çözme konusunda kendine güvenen bir çocuk yetiştirmenin her anne babanın isteği olduğunu, buna rağmen anne-babaların, bazen bu isteğe paralel gitmeyen tavırlar sergilediğini anlatan Prof. Dr. Darıca, aşırı koruyucu ve kollayıcı tutumun bunlardan birisi olduğunu kaydetti.

Genelde bu tip ailelerin yetiştirdiği çocukların aşırı korkak, ürkek, kendini ifade etmekte zorlanan ve arkadaş edinmede problemler yaşayan çocuklar olduğunu dile getiren Prof. Dr. Darıca, "Tüm bu davranışların altında yatan temel neden, anne babanın aşırı koruyucu ve kollayıcı tutumu karsısında geliştirilen güven eksikliği ya da özgüven yetersizliğidir. Bu yüzden bu tür davranışlardan kaçınılması ve mümkün olduğu kadar çocuklara sorumluluk verilmesi gereklidir" diye konuştu.

SİHİRLİ SÖZ: "SANA GÜVENİYORUM"

Prof. Dr. Nilüfer Darıca, kendine güven duygusundan yoksun olmanın, tüm ilişkilerde yakınlaşmayı, sevgiyi, başarıyı engelleyici bir faktör olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: "Özgüven duyguları gelişmiş çocuklar arkadaş gruplarıyla ve yetişkinlerle uygun iletişim kurabilirler. Genelde (sen bunu başarabilecek güçtesin, sana güveniyorum) sözleri, anne babanın çocuklarına gerektiğinde söyleyebilecekleri sihirli sözlerdir. Çocuk başkalarına ve kendine dair yapıcı duygu ve düşünceleri bu biçimde geliştirebilir, sorumluluk alabilir."

Bebeklikte sevgi, ilgi ve şefkat eksikliği, anneden uzun süre ayrı kalmak, anne babanın baskıcı ve kısıtlayıcı olması, aile yaşantısının karşılıklı olumsuz tavırlarla sürmesi, otoriter, katı, hoşgörüsüz aile ortamı gibi sebeplerin de çocukta güvensizlik duygusu yaratabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Darıca, ebeveynlere şu önerilerde bulundu: "Aileler çocuktaki olumsuz değişiklikleri dikkate almalı, bu olumsuzluğa neden olan kaynağı araştırmalıdır. Çocuğun tüm duygularını açıkça ifade etmesi için sabırla konuşması beklenmeli, ona cesaret verilmelidir. Ona güvenildiği gösterilmeli, duygusal acılarına karşı duyarlı olunmalı ve hissettikleri paylaşılmalıdır. Sınıf içi arkadaşlık ilişkileri gözden geçirilerek, özgüvenini geliştirici spor, sanat gibi etkinliklere yönlendirilmelidir. En önemlisi de anne baba ya da eğitimci olarak, çocuk yetiştirme tutum ve davranışlarımızı yeniden gözden geçirmeliyiz."