Kinder

Eğitim Anlayışımız
Okul öncesi dönemde çocuklar görerek, model alarak ve yaşayarak öğrenirler. Öğrendiklerini uygular, deneyimleyerek pekiştirirler ve içselleştirirler. Çocuklarımızın kazanacakları her davranış; yaparak, çevresinden model alarak ve ortama aktif olarak katılım ile yerleşir.

Karakter eğitiminin amacı, çocuklarımızın olumlu davranışlarını pekiştirip bu davranışları alışkanlık haline getirmelerini sağlayarak olumlu karakter özelliklerine sahip bireyler olarak yetişmelerine yardımcı olmaktır.

Sağlam bir karakterin oluşumunda "çocuğa verilen değerin hissettirilmesi" en önemli adımlardan ilkidir. Çünkü olumlu davranışlar uygun zemin bulduğu zaman gelişir. Bu gelişim, davranışın karakter halini almasıyla devam eder. Bu bağlamda hem öğretmenlere, hem de anne-babalara özellikle model olma açısından önemli görevler düşer.

Hedefimiz çocuklarımıza sınıf içerisinde etkinlikler, sınıf çalışmaları, oyunlar, hikayeler, drama çalışmaları ve örnek olay yöntemleriyle sorumluluk, dürüstlük, özgüven, sevgi, saygı, arkadaşlık gibi evrensel değerleri kavratmak ve bu değerleri davranışlarına yansıtabilmelerini sağlayarak onları sosyal-duygusal yönden desteklemektir.

Bu hedefler doğrultusunda Okul Öncesi Eğitimi Programı’nın yanı sıra Aktif Öğrenme, Değerler Eğitimi, gibi modern eğitim yaklaşımlarından yararlanarak Çoklu Zekâ Kuramına uygun karma bir eğitim programı uygulanmaktadır. Her çocuğun potansiyelinin en üst seviyeye çıkabilmesi için farklı öğrenme aktiviteleri planlanır.

ÇOKLU ZEKÂ KURAMI

Geleneksel bakış açısına göre zekâ, doğuştan getirilen, IQ testleri ile belirlenen, sabit, değişmez, tekil bir yetidir. Oysa ABDli psikolog Howard Gardner, 1983 yılında zekâyı yeniden tanımlamıştır. Zekânın tek boyutlu olmadığını, her bireyin farklı derecelerde çeşitli zekâlara sahip olduğunu ortaya koymuştur. Buna göre, 8 farklı zekâ alanı tanımlamıştır ve her bireyde tüm zekâ alanlarının bulunduğunu, ancak her bireyde bazılarının çekinik, bazılarının baskın olduğunu iddia etmiştir. Ona göre, her biri geliştirilip güçlendirilebilir.

Çoklu Zekâ Alanları:

Geleneksel yöntem, eğitim-öğretimde mantıksal/matematiksel ve sözel/dilsel zekâya odaklanmaktadır. Oysa bir konuyu öğretirken o konuyu öğretmek için farklı yollar da bulunmaktadır. Bir konuyu klasik yöntemlerle öğrenmede zorluk yaşayan bir çocukla karşılaşan bir öğretmen çoklu zekâyı bir çerçeve olarak kullanabilir. Her çocuğun olayları anlamlandırma, algılama ve öğrenme şekli birbirinden farklıdır. Örneğin, mantıksal zekâsı gelişmiş bir çocuk neden-sonuç ilişkisiyle öğrenirken, bedensel zekâsı gelişmiş bir çocuk dokunarak, görsel zekâsı gelişmiş bir çocuk ise resimler,grafikler ve video filmlerle daha iyi ve kolay öğrenir.

Hedefimiz; her çocuk için, tüm zekâ alanlarının gelişim düzeyini derecelendirme ölçeği, gözlem ve anne-babalardan alınan bilgiler ışığında belirlemek, böylece her çocuğun bireysel farklılıklarını göz önünde bulunduran, bunlara uygun eğitim metotları içeren programlar hazırlamak ve tüm zekâ alanlarını geliştirmeye yönelik olanaklar sunmaktır.

Bu eğitim yöntemi ile çocuklar;

• Düşüncelerini ifade edebilme, yaratıcı düşünce geliştirebilme,
• Hayal gücünü kullanma ve dramatize edebilme,
• Problemlerini tanıma ve çözüm yeteneğini arttırabilme,
• Kişisel ilgi ve yeteneklerini keşfetme,
• Grup etkinliklerinde yetişkin ve diğer çocuklarla işbirliğine girebilme, liderliği paylaşabilme yeteneklerini kazanırlar.